Tumturaklı Deyimler Resmigeçidi – Teklifinizle Ilgilenmiyorum – Başar Başarır


Şaraplar için kullanılan tabirdir; “Kolay İçimli” deriz. Başar Başarır’ın bu kitabi için benim tanımım da “Şarap Gibi Kitap” olabilir, boğazınızdan kayıp giden, damakta hoş bir tat bırakan yumuşak içimli bir şarap gibi, kolayca okunuveren, zihinde hoş tat bırakan bir kitap. Elime almamla bir çırpıda, otobüs, tramvay demeden okuyup bitirmem bir oldu. Başar Başarır’la tanışmam da bu kitabı elime almam da muhtemelen yazarın yeni romanı Sipob’un yayımlanması münasebetiyle T24 tarafından geçtiğimiz günlerde yapılan bir röportajı sayesinde oldu.  Röportajda, kendini ve felsefesini çok güzel ifade eden, çarpıcı tespitlerini dikkat çekici bir şekilde ortaya koyan,  artık deneyimli diyebileceğimiz, protest tavır sahibi bir yazarla karşılaştım. Eve döner dönmez, yayımlandığı yıl olan 2013’ten bu yana kitaplıkta duran kitabı elime alıp okumaya başladım. Böylece akıcı, eğlenceli, iyi veya kötü ama güzel karakterle dolu bir dünyaya adım atmış oldum.

Bu türün adı “kara mizah” olarak geçiyor sanırım. Söyleyecek sözü olanların maharetleri varsa şayet, bunu mizah aracılığıyla yapabiliyor olmaları, doğrusu hayranlık uyandırıcı. Hem yazanlar hem de mizah takipçisi olan herkes gayet iyi bilir ki, bu işi layıkıyla yapabiliyor olmak çok zor. Kötü mizah kadar kötü ve kolay çok az şey vardır herhalde. Tam tersi de bir o kadar lezzetli olur, bunu da hepimiz biliriz.

Tür olarak öyküyü çok sevmem, iyisini bulmak zor oluyor. Ancak Başar Başarır’ın bu kitaptaki öyküleri gerçekten çok iyi. Türkiye’de yazılan türdeşlerinin çoğu gibi zorlama değil, kendiliğinden ortaya çıkmış, içten gelmiş gibi bir his uyandıran, sanki sohbet ediyormuşuz da araya sıkıştırıvermişisiz gibi doğallar. Şöyle bir benzetme yapsam yanlış olmaz herhalde;  Ot, Bavul, Kafa gibi popüler dergileri takip ediyor, bunları okumayı seviyorsanız büyük ihtimalle bu kitabı da çok seveceksiniz. Başar Başarır’ın öyküleri, işte bu dergilerde okuyup sevdiklerinizin orijinali ve hatta ödüllüsü denilebilir.   2014 Yılı Yunus Nadi Edebiyat Ödülünü, öykü dalında almış.

Kitap ve yazarla ilgili bir başka dikkat çekici nokta ise, ustaca kullanılmış deyimler ve atasözleri. Yakası açılmadık dede küfürlerini ya da babaanne deyimlerini seviyorsanız bu kitaba bayılacaksınız. Baştan sona, bütün hikâyeleri adeta birer tumturaklı, küfürlü deyimler resmigeçidi. Yazarın yerine kendimi koyarım bazen okurken; bu kitabı okurken de yazarın ben yaşlarda bir İstanbullu değil de yöre yöre gezmiş, laf devşirmiş seksenlik bir dede olduğu hissine kapıldım. Kuşkusuz iyi bir değerlendirme bu.

Beni,  yazarın diğer kitaplarını almaya sevk eden, pek çok açından nitelikli şarap gibi bir kitap. Röportajını da bu kitabı da okuyun, pişman olmayacaksınız.

Röparataja T24 internet sitesinde Murat Şevki Çoban tarafından 09.mart.2017 tarihli yazısından ulaşabilirsiniz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BİTİK ERKEKLER - TEKNOLOJİ ERKEKLİĞİ NASIL SABOTE ETTİ? Philip Zimbardo, Nikita D. Coulumbe

Ötekilerin Arkeolojisi - İsmail Gezgin