Kayıtlar

Kasım, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sessizlik ve Gürültü, Nihad Siris

Resim
  Suriyeli muhalif yazar Nihad Siris’in ülkesinde daha basılmadan yasaklandığı için ilk olarak 2004 yılında Beyrut’ta yayımlanan sonrasında pek çok dile çevrilen siyasi distopik romanı. Ülke olarak adı açıkça bildirilmeyen ancak doğuda geçtiği belli olan bir coğrafyada yaşayan ve sesi kısılarak, yazması engellenen yazar Fethi Şiyn’in, ülkenin despot diktatörünün iş başına gelişinin yirminci yıl dönümü kutlamaları esnasında geçirdiği bir günü ve iktidar tarafından köşeye sıkıştırılmasının konu edildiği roman, 1984 benzeri distopik bir ortamda geçiyor. Yazar Nihad Siris roman içerisinde sansüre,   baskıya,   şiddete, genç ölümlere, hamasî siyasete, tek adam rejimine karşı etkili bir mutlakiyet karşıtlığı ortaya koyarken aynı zamanda özel olarak kitlesel hareketlere teşne, topluluk olma hevesinde, bireysellikten uzak doğu halklarına yönelik olarak da toplumsal bir takım eleştirilerde bulunuyor. Nihad Siris’in romanında özellikle müzikten ve genelde sanattan kovulmuş halk, yalnızca hamas

NUTUK, MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

Resim
  Cumhuriyet döneminde Mustafa Kemal Atatürk tarafından yazılan ve 1927 yılında Cumhuriyet Halk Partisi genel kurulunda bizzat kendisi tarafından okunarak ulusa duyurulan eseridir. Ata’nın 1919 yılında tamamen bir başına Samsun’a çıkışıyla başlayan ve belgelerle desteklenerek Milli Mücadele safhalarının anlatıldığı eserde, Cumhuriyet dönemi kimi siyasi olaylarına da çokça değinilmekte. Ben bu eseri siyasi, tarihi bir vesika olarak değil, psikolojik bir çözümleme, strateji ve mücadele yöntemlerine dair bir ders olarak okudum. Kitabın en başından itibaren Atatürk’ün çevresini etkisi altına alan karizması ve insan yönetim becerileri okur olarak beni de hemen içine aldı. Bunda, Atatürk’ün asla geri adım atmayan stratejik dehası, devrinin en önemli adamlarına ve hatta aydınlarına bir öğretmen edasıyla bellettiği demokrasi, milliyetçilik, tarih ve siyaset bilinci, devlet yönetimi ile beş dakika sonrası ile on beş yıl sonrasını aynı anda görüp, planlayıp çizdiği ve içinde bir sır gibi sak

Doğum Lekesi Gibi Bir Gülümseme, Barış Bıçakçı

Resim
  Doğum Lekesi Gibi Bir Gülümseme ,    istisnasız her romanı başyapıt sayılabilecek yaşayan Türk yazarlarının en önde gelen temsilcilerinden, çok sevdiğim Barış Bıçakçı’nın son kitabı.  2021 tarihli kitap 14 kısa öyküden oluşuyor. Epey kısa öyküler, tamamı yaklaşık 90 sayfaya sığmış. Barış Bıçakçı’nın sakin, derin, anlam yüklü cümleleri, yani bilindik tarzı bu kitapta da hâkim unsur. Öyküler kısa olduğu için ben mi içine giremedim, yoksa gerçekten hafifler miydi şu an için tam bilemiyorum. Yada beklentiyi çok yüksek tutmuş olabilirim. Çünkü büyük hevesle almıştım. Yine de her açıdan ortalamanın üstü bir edebiyat hazzı garanti edilebilir. İyi okumalar dilerim.

Kalemimin Sapını Gülle Donattım, Ferhan Şensoy

Resim
  Ferhan Şensoy’un on yaşından başlayarak, Fransa’daki tiyatro eğitimi ve Kanada’yı birbirine katıp ödüllü bir yönetmen olarak yurda dönmesine kadar olan günlerini anlattığı otobiyografik romanı. Zaman zaman çocukluğuna dönüşlerle, Samsun, Çarşamba, Ünye günlerine gidip gelen romanın içinde Galatasaray Lisesi de ana karakterlerden biri olarak yer alıyor. Sıra dışı olayların ardı ardına anlatılışındaki samimi üslup gerçek olduğu izlenimi doğursa da, pek çok yerinde kurguyla gerçek birbirine karışmış gibi düşündürmüyor değil. Bunda olayların absürtlüğü kadar Ferhan Şensoy’un bilinen üslubunun da etkisi var. Kitabın nedenini tam olarak çözemediğim (yakında çözerim) insana iyi gelen, abartılı olmaktan korktuğum için söylemeye dilimin varmadığı bir anti depresan etkisi var. Ekşi Sözlük’teki yorumlarına baktığımda bu şekilde düşünen tek kişi olmadığımı da anladım.   Orta Oyuncular Yayınlarının, daha doğrusu Ferhan Şensoy kitaplarının büyük puntolu basımının yanı sıra, 33. Baskısından okudu