Seyrek Yağmur- Barış Bıçakçı



Seyrek Yağmur,  istisnasız her romanı başyapıtı sayılabilecek yaşayan Türk yazarlarının en önde gelen temsilcilerinden Barış Bıçakçı’nın 2016 çıkışlı kısa romanı - uzun öyküsü.  Tam bir roman karakteri olan kitap satıcısı Rıfat’ın hikâyesinde yer yer Oğuz Atay tadı aldığımı söyleyebilirim, biraz daha uzun olsaymış yeni bir kült karakterle tanışmamız işten bile değilmiş.  Günler damlıyor ama aynı kaba değil” diyerek başlıyor hikâye, aynı kaba aksa dolacak hâlbuki. Böylece elinde bir emaye kapla seyrek yağmurun peşine düşüyor Rıfat, günleri aynı kaba doldurabilmek için. Üniversiteye hazırlanan çocuklara test kitapları satmakla sanat filmi yönetmek arasında tercih yapmak zorunda kalımca kolay olanı seçip film çekmeye başlayan bir adam Rıfat. Modern zaman Don Kişot’u, kitapçı kedisi Hakkı da Sanço Panço. Çocukluğunu sabırsızlıkta arayan, hiçbir şey söylemeden terk eden sevgilisinin ağzından kendine mektuplar yazan bir adam Rıfat.  Barış Bıçakçı’nın alâmetifarikası sayılabilecek kadar yaptığı en iyi şey, her kurgunun içine eser miktarda edebiyat eleştirileri yapması olur herhalde, Seyrek Yağmur’da da kâh ikinci yeniyi yeniden kurmaya çalışıyor kah “ben” dilinden şiirler yazan şairlere savaş açıyor.  Hep giden ama yine de orada olan bir derenin yanında doğmuş bir adamdan, bir oğlu olduğunu hayal edip hayalindeki oğluyla kavga eden elli yaşında bir adamdan başka ne beklenir ki. Bay C. kadar aylak, Turgut Özben kadar Tutunamayan ve işte Seyrek Yağmur, Barış Bıçakçı’dan. 

Bonus: Tufan Taştan'ın Seyrek Yağmur'dan yola çıkarak çektiği kısa film, Söz Uçar, İyi okumalar.




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BİTİK ERKEKLER - TEKNOLOJİ ERKEKLİĞİ NASIL SABOTE ETTİ? Philip Zimbardo, Nikita D. Coulumbe

Varoluş ve Tarihsellik İnsan Felsefesi Çalışmaları - Uluğ Nutku

Parfümün Dansı, Tom Robbins