Bıçkın ve Ağlak Yeni Türkiye’nin Hikâyesi – Can Kozanoğlu - Mirgün Cabas – Söyleşi

Bıçkın ve Ağlak Yeni Türkiye’nin Hikâyesi, Mirgün Cabas’ın gazeteci, sosyolog Can Kozanoğlu ile olan söyleşilerinden oluşuyor. Cilalı İmaj Devri, Pop Çağı Ateşi, İnternet Dolunay Cemaat gibi kitaplarıyla tanınan Can Kozanoğlu değişen Türkiye’nin yeni çağına ışık tutmak üzere yazması beklenen kitabı bir türlü yazamayınca Mirgün Cabas kolları sıvıyor ve tabiri caizse Can Kozanoğlu’nu zorla konuşturuyor ve söyleşiler kitaplaştırılıyor. Can Kozanoğlu, iyi hafızasını yılların birikimi gazeteciliğiyle ve sosyolog kimliği ile birleştirince arşiv niteliği taşıyabilecek bir kitap ortaya çıkmış. Bölüm başlıkları her ne kadar 1980’lerden itibaren alınmışsa da sık sık 60’lı, 70li yıllara hatta ilk Cumhuriyet dönemine kadar giden referanslarla Türkiye’nin bugünlere hangi yollardan ve maceralardan geçerek ulaştığı anlatılmaya çalışıyor. Benim gibi çabuk unutanlar için 80’lerin sonundan itibaren tanıklık ettiğimiz pek çok olayı yeniden hatırlamak, çocukluk ve gençlik yıllarını bugün değişen bakış açısı ile yeniden okumak farklı bir deneyim oldu. O günleri yaşamamış gençler okumak isterlerse epey farklı ve onların gözünden düşündüğümde inanması güç bir yakın tarih ile karşılaşacaklarını söylemek mümkün. Anap’lı yıllardan Erbakan’a, arabesk kültürden pop çağına, sosyal medyadan gezi direnişine, yemek kültürü ve edebiyat dünyasına kadar AKP iktidarı ile birlikte Türkiye’nin “Yeni Türkiye” haline gelmesini sağlayan çeşitli konuları hem tarihsel süreci hem de sosyolojik tahlilleri ile birlikte okuyoruz. Can Kozanoğlu’nun sosyolog kimliği ile öne çıkmasını bekliyordum ancak gazeteci yanı ağır basmış olacak ki, ben de gazete okuyormuş hissi uyandırdı. Can Kozanoğlu, pek çok konuda kimseyi üzmeden konuşmaya çalışmış gibi görünüyor ancak tarafları anlayabilmek için özel çaba gösterdiğinden olacak adilane davranmış ve haksızlık etmekten kaçınmaya çalışırken böyle bir görüntü ortaya çıkmış. Bu açıdan da kendime oldukça yakın hissettim. Bu tavrının bir çelişki yaratmadığını kendisi bilse de epey eleştiri alacağını da önceden tahmin etmiş olmalı, satır aralarında bu hissin izlerine fazlaca rastladım. Can Yayınlarından çıkan kitap kaynak eser sayılmasa bile okunmaya değer.