KORKUSUZLAR 1914-1923, KEREM ATILMAZ
Eskişehirli abim, araştırmacı,
koleksiyoner Kerem Atılmaz’ın kitabı Korkusuzlar. Kerem Atılmaz belki de
hayatını adadığı bu kitabında, 1914 yılında Birinci Dünya Savaşında Çanakkale
cephesinden başlayarak Milli Mücadele’nin Cumhuriyetle taçlandığı 1923 yılına
kadar Anadolu’nun bağrından çıkan, zor şartlarda inanılması güç mücadele
örnekleri sergileyen, imkânsız bir savaşa girişmiş adı sanı bilinmeyen kadın
erkek, er komutan, mebus memur yirmi beş isimsiz kahramanın hatıralarını yâd ederken
geçmişin acı hatıralarından birer ibret vesikası sunuyor hepimize.
Tamamen bireysel bir çabanın ve kişisel
bir girişimin neticesi olması nedeniyle amatör bir derleme ile karşılaşacağımı
düşünüyordum. İyi bir okur bir kitapta nereye bakması gerektiğini iyi bilir. Önsözünü
Uğur Dündar’ın yazdığı kitabı elime aldığımda ilk dikkatimi çeken kısım
kaynakçası oldu. İki yüz küsur sayfalık bir kitap için oldukça kabarık olan,
yerli yabancı bazı üniversitelerin yayınları, hatıratlar, gazete nüshaları,
Meclis tutanakları, Genelkurmay Arşivi, pek çok roman ve araştırma kitabından
oluşan kaynakça, elimde tuttuğum kitabın ülkemizde benzerlerinde sık
görmediğimiz etraflı bir araştırmanın ürünü olduğunu öncesinden belli ediyordu.
Tamamen tesadüfi bir şekilde Hilmi
Ziya Ülgen’in Türk Düşünce Tarihi kitabıyla aynı anda okumaya başlamış olmam da
doğrusu benim şansımdı. Hilmi Ziya Ülgen kitabında, meşrutiyet zamanlarından ve
Tanzimat döneminden başlayarak Osmanlı Türklerinin etkilendikleri ve
imparatorluk mirasını Türklük şuuru ile birleştirerek ürettikleri düşünce
akımlarından ve bu akımların gelişip yayılması ile ulus olmaya etkileri uzun
uzun anlatılıyordu. Ülgen’in kitabının her satırı Atatürk’ün çorak bir
topraktan nasıl yeşerdiğini neredeyse gün gün aktarırken, Osmanlı Paşalarının
ve münevverlerinin Türkün kurutuluşuna giden yolun taşlarını nasıl tek tek
döşediklerini ve bu uğurda başlatılan mücadelenin Anadolu insanını nasıl
etkilediği düşünürken Kerem Atılmaz’ın kitabında okuduklarım bu uzun zincirin en
acı ve son halkası oldu. Tamamen gerçeğin peşinde olan Kerem Atılmaz da
kitabında yalan yanlış hamasetle yüklü cümleler, uçan kaçan yeşil sarıklılar
gibi inandırıcılıktan ve caydırıcılıktan uzak gerçek dışı söylenceler yerine
tamamen belgelere dayanan olayları olduğu gibi aktarıyor. Kendi adıma konuşacak
olursam, Kerem Atılmaz’ın en çok takdir ettiğim tavrı kitaptaki bu yaklaşım
oldu. Bu doğruluk ve sadeliğin okurlara öğreteceği şey şu olmalı; Bu topraklarda zor zamanlarda, üstün
başarılar göstermiş insanlar da bizler gibi etten kemikten insanlardı, tüm hor
görülmelerine, unutulmalarına, yok sayılmalarına rağmen bütün şartlar
aleyhlerine iken bu topraklarda yetiştiler. Bizlerin de her birimizin yeterince
inandıktan ve çok çalıştıktan sonra başaramayacağımız dünyevi hiçbir şey
olmamalıdır.
Kitabın satır aralarında Kerem
Atılmaz’ın kişisel koleksiyonundan örnekler de bulacaksınız. Yazarın geçmişine
olan bağlılığının göstergesi olan bu koleksiyon ve görseller, hem anlatımı
güçlendiriyor hem de her iyi iş gibi bu kitabın da tesadüf eseri değil,
yılların birikimi ve emeği neticesinde meydana geldiğinin ispatı niteliği
taşıyor.
Kitabın satışından elde edilen
tüm geliri de Mehmetçik Vakfı’na bağışlayan Kerem Atılmaz bu örnek davranışı, kitaba
verdiği emek ve Milli Mücadelenin hatıralarına gösterdiği değer ile kitabına
konu edindiği kahramanların çabalarının bir benzerini, günümüz şartları
düşünüldüğünde en az onlar kadar faydalı bir örneğini ortaya koyuyor. Günümüz
eğitim sisteminin acımasız çarkları arasında, ideolojik bir mengenede sıkışıp
kalmış, gerçeklerden ve esaslı bir eğitimden ayrı bırakılmaya çalışılan
gençliğin dikkatini çekmesi ümidiyle, iyi okumalar diliyorum.
NOT: İyi bir kitaba sahip olmanın
yanında Mehmetçik Vakfına da bağışta bulunabilmeniz için bazı internet
kitapçılarının ilgili sayfalarının linklerini aşağıdadır.
Yorumlar
Yorum Gönder
Lütfen yazınız.