BİR KIŞ GECESİ EĞER BİR YOLCU, İTALO CALVİNO

 



Italo Calvino’nun Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu adlı yeni romanını okumaya başlamak üzeresin. Rahatla. Toparlan. Zihnindeki bütün düşünceleri kov gitsin. Seni çevreleyen dünya bırak belirsizlik içinde yok oluversin” cümlesiyle başlıyor İtalo Calvino’nun eşsiz eseri, tam bir postmodern edebiyat klasiği. Zaman üzerinde oynanan oyunlar, metinlerarası ilişkiler, üst kurmaca, hiper metin; postmodern edebiyatın ne kadar ögesi varsa hepsi bu kitapta bir arada. Daha önce yapıldığını duyduğum ama iyi bir şey çıkacağına hiç ihtimal vermediğim ikinci tekil şahıs diliyle yazılan kitap,  yine bir klasik olarak ön yargılarımı yerle bir etti. Yazarın müthiş zekâsına duyduğum hayranlık her cümle ile daha da arttı.  

Romanın ana kahramanı erkek okur, daha sonra bir de kadın okur katılıyor. Bu iki kahraman sadece başlangıçlarını okudukları on romanın geri kalan kısımlarının peşine düşüyorlar. Aslında bu romanların peşine düşen sizsiniz. Sadece başlangıçlarını okuduğumuz romanların devamını siz de merak etmeye başlıyorsunuz. Aralarda sürekli bir kovalamaca ve hemen her bölümde kendini hissettiren bir cinsel gerilim var.

Benim adıma kitabı zevkli hale getiren şey ise; yazmaya ve okumaya dair müthiş tespitler içermesi oldu. Calvino, bir yazar nasıl yazar, yazarken neyi hesaplar, neyi ekler, neyi çıkarır, seçtiği kelimelerin anlamları nedir, okurun bilinçaltına nasıl etki eder gibi çok önemli soruların cevaplarını satır aralarında veriyor. Bu eğlenceli kısmıydı. Beklemedim ve şaşkınlıkla okuduğum kısım ise okurun, okumaya dair serüvenine ilişkin ipuçları oldu.

Hem yazara hem de okura giden kimi satırlarda Calvino, mesela sisli bir tren istasyonu görüntüsünün okurun zihnini gelecek sayfalardaki belirsiz olaylara, kıvırcık saçlı bir kadın betimlemesinin olayların ileride çok fazla karmaşıklaşacağına, sıra dışı bir alet kullanan bir karakterin ileride sen kolayca hatırla diye o aleti kullandığına, ara ara verilen ipuçlarının sen olaylara çözebildiğini hisset ve hatta sonunu önceden tahmin edebil ve kendini böylece zeki biri zannet diye yazıldığını açık ediyor. Okur olarak sen farkında olmadan seni kitabın içine çeken unsurlardan, söz gelimi sadece bir cümlede bir kere geçen küçük, basit bir balıkçı çıpasının, okura bütün öykünün duygusunu veren en önemli nesnesi olabileceğini harika bir örnekle açıklıyor. Hayran olmamak mümkün değil.

İyi okumalar dilerim.

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BİTİK ERKEKLER - TEKNOLOJİ ERKEKLİĞİ NASIL SABOTE ETTİ? Philip Zimbardo, Nikita D. Coulumbe

Varoluş ve Tarihsellik İnsan Felsefesi Çalışmaları - Uluğ Nutku

Parfümün Dansı, Tom Robbins