İNSANIN ANLAM ARAYIŞI – VİKTOR E. FRANKL

 



Yirminci yüzyılın en önemli psikiyatrlarından olan Viyana okulunun kurucularından Viktor E. Frankl’ın İkinci Dünya Savaşı esnasında Nazi kamplarında yaşadığı tecrübelerini ve sonrasında kendi geliştirdiği logoterapi yönetime ilişkin tecrübelerini aktardığı kitabı bütün dünyada kült mertebesine erişmiş durumda.

Frankl varoluşçu felsefeye ilişkin görüşlerini, insanın kendini inşasından ve hayatına anlam katma yolunda eylemlerden geçtiğini çarpıcı örneklerle anlatıyor. Toplama kamplarında esaret, açlık ve umutsuzlukla dolu ölümle burun buruna geçen günleri, kişinin kendi kendini hapsettiği hapishanelerle eşleştiren Frankl, buradan yola çıkarak pek çoğumuz için bir umut ışığı ortaya koyuyor.

Başarıyı amaçlamayın; bunu ne kadar amaçlayıp hedef haline getirirseniz, elinizden o kadar kolay kaçırırsınız. Mutluluk gibi başarı da kovalanamaz. Kendisi ortaya çıkmalı ve bu sadece insanın kendisinden daha büyük bir davaya bağlanmasıyla ortaya çıkabilir. Mutluluk kendiliğinden ortaya çıkmalıdır ve aynısı başarı için de geçerlidir, onu önemsemeyerek ortaya çıkmasına izin vermelisiniz. Vicdanınızın size dikte ettiğini dinlemenizi ve bunu bilginizi en üst seviyede kullanarak takip etmenizi istiyorum. Bu sayede uzun vadede bunu görebilirsiniz. Uzun vadede başarı sizi takip edecektir çünkü onu düşünmeyi unuttunuz.” şeklinde harika bir paragraf içeren bir önsözle başlıyor kitap.

Devamında ise toplama kamplarında açlık, hastalık ve türlü eziyetlerle birlikte ölüme gönderilen tutsakların hayatta kalmasını sağlayan şeyin fazla gıda, ilaç, bakım, yada güçlü kaslar ve dayanıklı bir vücut olmadığını, bu zorlukların üstesinden gelmenin yolunun ancak çıplak varoluşları, merak duyguları, bir anlama yönelik öfke, özlem yada tiksinti gibi duyguları, samimi ve derin dini inanışları, içlerinde yaşatmaya devam ettikleri sevgileri, tutundukları mizah ile, yani kısaca hayatlarına kattıkları anlam ile mümkün olabildiği anlatılıyor. Frankl, kişinin ne tür bir insana dönüşeceğinin dış etkilerden ziyade içsel bir karara bağlı olduğunu ve temel olarak herhangi bir insanın zihinsel ve ruhsal olarak neye dönüşeceğine kendisinin karar verebileceğini söylüyor.

Frankl kitabın bir başka yerinde ise, gerçekten ihtiyaç duyduğumuz şeyin hayata yönelik tutumumuzun değişmesi olduğunu, önemli olanın hayattan ne beklediğimiz değil, hayatın bizden ne beklediğini anlamamız olduğunu, hayatın anlamını sorup durmak yerine, kendimize her gün ve her saat yaşam tarafından sınanan bireyler olduğumuzu hatırlatmamız gerektiğini söylüyor ki; burası kitabın özeti de sayılabilir doğrusu.

Kitapta bunlar gibi daha onlarca paragrafın altını çizdim. Hepsini buraya taşımam okumanıza engel olursa en başta size haksızlık etmiş olurum.  Okuyan Us Yayınlarından çıkan kitabın çevirmeni Özge Yılmaz. Alın okuyun.

 

 

Yorumlar

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. Benim de yıllar önce okuduğum ve beğendiğim bir başucu kitabı. Victor Frankl' n Auswich toplama kampında Naziler tarafından yaşatıldığı insanlık dışı davranışları anlatıyor. Toplama kampında iken tüm bu kötü günlerin bir gün sona ereceği düşüncesi onu hayata bağlıyor. Eğer siz müsaade etmezseniz hiç kimse sizin ruhunuza zarar veremez Bedeninize zarar verebilirler, size zarar verdiklerini sanırlar ama ruhunuza zarar veremezler. Psikoterapi de logo terapi kavramını literatüre geçiriyor. Kitap da sevdiğim örneklerden birisi ise çocuğunu kaybeden bir anneyi teskin etmek için söylediği şu söz çok hoşuma gidiyor. Eğer çocuğunuz hiç hayata gelmemiş ve onu hiç tanımamış olsaydınız ne yapardınız ?" En azından yaşadığı sürece onu tanımış oldunuz ve hayatta kaldığı sürece sizin hayatınıza bir anlam kattı." Baş ucu kitaplarımdan birisidir.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Lütfen yazınız.

Bu blogdaki popüler yayınlar

BİTİK ERKEKLER - TEKNOLOJİ ERKEKLİĞİ NASIL SABOTE ETTİ? Philip Zimbardo, Nikita D. Coulumbe

Varoluş ve Tarihsellik İnsan Felsefesi Çalışmaları - Uluğ Nutku

Parfümün Dansı, Tom Robbins